Eğitimci yazar Suat Aşcı,
1977 Ankara doğumlu. Sıradan ve tekdüze bir hayatı yaşamakta uzun süredir hiçbir mahsur görmüyor. Hiçbir sivil toplum örgütüne üye değil. Hiçbir müzikal enstrümanı çalamıyor. Resim, şiir, heykel gibi sanat alanlarına ilgi duymuyor ama bu işleri yapanlara bayılıyor. Akşam olunca evine gidiyor. Her fırsatta kitap okuyor, spor yapıyor, eğitim videoları çekiyor ve blog yazıyor. Çocukları ve eşiyle film izlemek ve ailecek kısa gezintiler yapmak en büyük keyfi. İki oğlu bir de kızı var. Okumak, araştırmak ve dostları ile uzun uzun “sohbet etmek” yaptığı keyifli işler arasında. Hâlen Ankara’da bir özel okulun rehberlik koordinatörlüğünü yapıyor ve fırsat buldukça eğitim seminerleri vermeye devam ediyor. Uzun vadede belirlenmiş hedefleri arasında enflasyonu düşürmek, zengin olmak, dünyayı kurtarmak, silahlara ve savaşa son vermek gibi şeyler yok. İsmi ‘Lepisma Sakkarina’ olan bir kitabevi açıp içinde oturmak ve gelen gidenle kitaplar hakkında konuşmak ona daha rasyonel geliyor. Yaşadığı çevreyi güzelleştirebilir ve yaşamına dokunduğu öğrencilere ilham veren bir öğretmen olmayı başarabilirse bahtiyar olacağına inanıyor. Bugüne kadar yayımlanmış dört kitabı olan yazar ilk üç kitabındaki yazdığı bir çok şeye artık katılmıyor. Yani kendisi ile aynı fikirde değil. 2017 yılında yazdığı "Türklerden Deha Çıkmaz" isimli kitabı ile 'şimdilik' aynı fikirde.
Son tahlilde Suat Aşcı, bir gün herkesin öleceğine inanıyor.
YOUTUBE KANALI: https://www.youtube.com/channel/UChe8BuEPs7tneayiNhWbIDg?view_as=subscriber
Aziz Sancar hoca bir yerde diyor ki: ‘Herkesten üstün değiliz ama kimseden de aşağı değiliz. Kendimizle iftihar edelim ki başkası da bize saygı göstersin.’
Müzik dehası dendiğinde aklınıza ilk kim geliyor? Mozart, Beethowen ya da Bach değil mi? Peki ya Neşet Ertaş desem? Ya da Aşık Veysel?
Kimse bunun farkında olmasa da Neşet Ertaş muazzam bir modern zaman dâhisidir. Çünkü Neşet Ertaş’ın eserleri ve yaşantısı ile verdiği mesaj, ciltler dolusu yazılmış felsefi ansiklopedilerden daha yalın, daha ezeli ve ebedidir.
Mozart, ‘Ne üstün zekâ, ne hayal gücü ne de her ikisi beraber, bir dâhi yapmaya yeter. Sevgi, sevgi, sevgi. İşte bu dehanın ta kendisidir.’ der. Neşet, ‘Bildiğim bir şey varsa kim olursa olsun, ister ozan, ister şair, her âşık, her bilim adamı ne söylerse söylesin yâre dayanır.’ der.
Bilimsel bir konuda deha ve yaratıcılık daha kolay kabul edilebilir bir şeydir. Fakat sanatsal bir çalışmada neye göre dehadır, kime göre dehadır sorusu ortaya çıkar. Bach dinlerken buharın kapattığı bir cama bakıyormuş hissi yaşayan biri, Neşet Ertaş’ın sazının tınısını duyduğu anda gözleri doluyorsa hangi evrensel dehadan bahsedebiliriz ki?
Bu aralar ders çalışmak zor mu geliyor ya da konulara çalıştın ama testlerde bir türlü istediğin başarıyı elde edemiyor musun? Sahi istediğin bölümü kazanmak için daha kaç nete ihtiyacın var. Zihnin allak bullak… Kimse seni anlamıyor. Yoruluyorsun, bunalıyorsun, streslisin. Biliyorum kimseyle bu konuyu konuşmak istemiyorsun. |
https://www.kitapyurdu.com/kitap/yks-beni-opsene/478777.html&manufacturer_id=38857
