28 Kasım 2016 Pazartesi

Kitap Hakkında Bir Atasözü Bulana.......

Atasözleri bir toplumun bilinçaltı demek. İd'iyle, egosuyla, süper egosuyla bir toplumun zihinsel kodlarının ortada olması demek. Atasözü demek bir toplumun en organik, en ilkel halleri demek. Atasözü demek en dolaysız iletişim demek. Bazen nalına mıhına bakmadan muhatabın belini kırmak demek. Bir dilin en zengin hallerine tanık olmak demek. Söz gelimi "İmam osurursa, cemaat sıçar." ifadesindeki zerafeti ancak bir atasözünde bulabilirsiniz. Kaba saba görünümlü ama mesajı gül yaprağı ağırlığında. Ya da "Eceli gelen fare, kedi taşağı kaşır" ifadesindeki tehdidin nazeninliğine bakınız. Bakın bir gelecek öngörüsü daha: "Baba erik yer, oğlunun dişi kamaşır." Muhteşem değil mi? Neyse konumuz atasözlerinin etkileyiciliği değil. 

Atasözü, bir toplumda işlerin nasıl yürüdüğünü, bir toplumun fertlerinin kafasının nasıl çalıştığını anlatan en güzel sözel mirastır. Alimin fikri neyse zikri de odur demiş atalarımız. İnsanların kafasında ne varsa sözcüklerinde de o olacaktır. Örneğin mal canın yongasıdır, ak akçe kara gün içindir, damlaya damlaya göl olur, ayağını yorganına göre uzat, sakla samanı gelir zamanı, parayı veren düdüğü çalar, altın anahtar her kapıyı açar............bu liste uzar da uzar. Bir çırpıda aklıma geliveren ve içeriği "mal, para, altın ve gümüş" olan atasözlerimizden bir kaçı böyle. Bu para sevici atasözlerinin tam karşısına dünyanın gelip geçici ve yalan olduğunu anlatan pek çok ata sözünü de koyabiliriz. Her ikisi de bu toprakların bilinçaltı. Kafamız neye çalışıyor buradan anlayabiliriz. ☺☺ 

Tuhaf olan şu ki, yaşamın her alanıyla ilgili yüzlerce kelam-ı kibar etmiş bir toplum "kitapla" ilgili tek satır laf etmemiş. Birine atacağı dayağın ne kadar süreceğini bile (eşek sudan gelinceye kadar) gayet nesnel kriterlere göre ifade eden atalarımız, kitap gibi bir konuyu es geçmiş olabilirler mi? Evet asıl konumuz bu, bilmem kaç yıllık Türk medeniyetinin "kitap" konulu bir atasözünün olmayışı. Hemen her konuda lakırdı eden atalarımız "kitap" konusuna gelince sınıfta mı kalmışlar? Dost acı söyler diyen siz değil miydiniz, bakın işte dostane söylüyorum: Kitap konulu bir atasözümüz neden yok yahu? Siz ki Freud gibi bir adam "esprilerimiz masum değildir. bir takım bilinçdışı problemlerimizi şakalar yoluyla ifade ederiz" demeden yüzlerce yıl önce "insan, gönlünün artığını söyler" deyip Freud'u tokatlamış adamlarsınız. Şimdi çıkmış bana konusu kitap olan bir atasözümüz yok diyorsunuz ve ben bunu kabul etmekte çok zorlanıyorum. Çünkü resmi kaynaklara göre "eşek hayvanının bile sosyal yaşamımızdaki yerini anlatan yirmi küsur tane atasözümüz var. "Eşeği düğüne çağırmışlar ya su lazımdır, ya odun demiş." , "El elin eşeğini yırlaya yırlaya, kendi eşeğini terleye terleye arar." Eşek konulu bunca atasözünün tek bir anlamı olabilir. Eşek, sosyal yaşamda önemli bir hayvan. Önemli bir anlatım aracı.    
Durum bundan ibarettir efendiler! Bugüne kadar sağa sola çok baktım. Kitap konulu bir atasözü bulur muyum dedim ancak nafile çaba. Hiç bir şey bulamadım. Az evvel son bir gayret edip bu konuda ülkemizdeki tek söz sahibi kurumun internet sitesine bakıverdim. Türk Dil Kurumu bile bu konuda "aradığınız ata sözüne şu anda ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz" mesajı verdi. Bulamadık nitekim. Kitap konulu atasözü bulan-bilen varsa insaniyet namına paylaşsın. Sevabı çok büyüktür biline... 

TDK'nın sitesinde kitap konulu bir atasözü bulamadım ama sonuçlarda çıkan deyimlere bir göz attım. İçinde kitap sözcüğünü kullandığımız 11 tane deyim olduğunu görünce ne yalan söyleyeyim çok sevindim. Ta ki deyimlerin neyden  bahsettiğini okuyuncaya kadar. 11 deyimin tamı tamına 10 tanesi yine paradan, puldan, hileden, hurdadan ve yaşam karşısındaki duruştan falan bahsediyor. Yalnızca bir tanesi (kitaplar devirmek) okumaktan bahsediyor. Sevinmeli miyim bilemedim.    

(bir şeyi) kitaba (kitabına) uydurmak
 yasal olmayan bir işi hile, düzen vb. ile kanuna uygun gibi göstermek: “Müfettiş Bey güldü ama babacan gülüşü değildi bu; tam tersine, işini kitaba uydurmuşların güveni vardı onda.” -T. Buğra.
Deyim
§  hesaba kitaba gelmemek
 sınırsız olmak.
Deyim
§  hesabını kitabını bilmek
 tutumlu olmak: “Ayşe hesabını kitabını bilir, tutumlu bir ev kadınıydı.” -Halikarnas Balıkçısı.
Deyim
§  hesap etmek, kitap etmek
 bütün ayrıntılarıyla düşünmek.
Deyim
§  hesap kitap yapmak (etmek)
 ayrıntılarıyla hesap edip düşünmek: “Yıllardır ilk defa hesap kitap yapmadan etrafına para saçıyordu.” -E. Şafak.
Deyim
§  hesaplamak kitaplamak
 hesap kitap yapmak: Hesapladım kitapladım, işin içinden bir türlü çıkamadım.
Deyim
§  kitaba el basmak
 kutsal kitap üzerine elini koyarak ant içmek.
Deyim
§  kitabı kapamak
 herhangi bir konu ile ilgiyi kesmek.
Deyim
§  kitabında yer almamak
 aklına ve mantığına aykırı düşmek.
Deyim
§  kitap (kitaplar) devirmek (devretmek)
 bir veya birden çok kitabı başından sonuna kadar okuyup bitirmek: “... zengin bir tasvir ve izah yapabilmek için evde kitaplar devirdi.” -M. Ş. Esendal.
Deyim
§  kitapta yeri olmak
 din veya yasa kitaplarında bulunmak, konusu geçmek.
Deyim
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder