15 Ocak 2017 Pazar

Dünya Okulu: Khan Akademi

"Bir insanı etkilemek istiyorsanız onunla yalnızca konuşmaktan fazlasını yapmanız gerekir. Onu biçimlendirmeniz gerekir. Öyle biçimlendirmelisiniz ki , istemesini istediğiniz şeyler dışında hiç bir şey isteyemesin."

Johann Gotlieb Fichte

Yapı Kredi Yayınlarının Kızılay'daki 15 metrekarelik dükkanında oğlumla kitap bakarken gözüme ilişti. Kitabın adı, Dünya Okulu. Yazarı Salman Khan. Oracıkta biraz inceledim ve meraklandım. Serde eğitimcilik olduğundan kitabı alıverdim. Yazarın ismini eminim duymuşsunuzdur. Dijital eğitim materyalleri üreten bir girişimci: Salman Khan. Kendisi Harward mezunu, MBA yapmış bir Hintli. Annesi ve babası zamanında Amerika'ya göçmüş. Salman'da orada doğmuş. Kitabının satır aralarına baktığımızda kendini bir Hintli'den çok Amerikalı gibi hissettiğini söyleyebiliriz. Amerika'dan bahsederken "biz" diye bahsetmesi, Amerika'yı bir iki eksikliğine rağmen yaratıcılık, girişimcilik, iyimserlik ve sermayesinin benzersiz bileşiminden dolayı dünyanın en verimli toprağı olarak görmesi okura böyle düşündürüyor. Henüz Türkiye'yi tanımıyor olmasını ise endişe verici bir bahtsızlık olarak hanesine yazıyorum. Kendisi bilir. 😅

Khan, kitapta "eğitimi yeniden düşünmekten" bahsediyor. Seneler içinde yaptığı gözlemlerden, öğrencilik yıllarında edindiği izlenimlerden, oluşturduğu dijital eğitim platformundan, kamuoyunun gösterdiği reaksiyondan ve önerdiği eğitim uygulamalarından... Kitabın genel çerçevesi bu şekilde. Geleneksel eğitimin aşırı kullanımdan dolayı yanları çürüyen yöntemleri eleştiriliyor ve yerine yenisini koyalım deniyor. Khan, eğitimini Amerika'da almış biri ancak anlattığı sorunlar Yozgat Lisesinde okuyan bir öğrencinin yaşadıklarından çok farklı değil.  

Khan, bir eğitimci değil. Bundan dolayı eğitim hakkında çok rahat konuşuyor. 😏Bu konuda o kadar ileri gidiyor ki kendisini dünya genelinde yaygınlaşan dijital dönüşümün temsilcisi olarak görüyor. Haksız da sayılmaz. Çünkü Khan Akademi adını verdiği  eğitim içeriğini 2 milyon öğretmenin, 300 milyon öğrencinin kullandığını söylüyor. 36 dile çevirisi yapılan içerik, 190 ülkede kullanılıyor. Sayısal manzara böyle olunca eğitimle ilgili biraz konuşmasında bir mahsur olmadığını düşünmeye başlıyorsunuz. 😅

Khan Akademi'nin mevcut eğitim sistemine yaptığı eleştiriler, önerdiği uygulamalar ve öğretim yöntemi gayet makul. Gerçi yaptığı eleştiriler ortalama bir zekaya sahip her dünya vatandaşının yapacağı nitelikte, ancak Khan'ın bu eleştirileri yapanlardan önemli bir farkı var. O sadece eleştirmekle kalmamış, iş de yapmış. Söz gelimi hemen herkesin "hay ağzını öpeyim ne güzel söyledin" diyeceği "eğitimde fırsat eşitliği" ilkesini hayata geçirmiş. Eğer youtube'a ulaşabildiğiniz bir bilgisayarınız varsa ihtiyacınız olan tüm konuları izleyip öğrenebiliyorsunuz. Hem de dünyanın en zengin imkanlara sahip okullarında okuyan öğrencilerle aynı şekilde öğrenebiliyorsunuz. Kulağa hoş geliyor değil mi? Fırsat eşitliği sağlamak istiyorsanız gayet makul ve kabul edilebilir bir yöntem. Kuş uçmaz kervan geçmez bir coğrafyada köy okuluna giden Bangladeş'li bir çocuk, Khan'ın eğitim içeriklerine ulaşıp pekala konu tekrarı yapabiliyor.

Khan, bilgisayar destekli öğrenme yöntemi ile öğrencilerin kendi hızlarına göre ve istedikleri zaman ve mekanda ders çalışabileceklerini söylüyor. Kendi hızına göre öğrenmenin öneminden ise ısrarla bahsediyor. Bu noktada, geleneksel sınıf ortamlarında her öğrencinin aynı hızda öğrenmek zorunda kalmasına ciddi eleştiriler getiriyor. Öğretmenlerin müfredatı bitirme kaygısı ile öğrencilerin bir konuyu "tam öğrenip öğrenmediğine" bakamadığını ve mecburen yeni konuya geçtiğini ifade ediyor. Geçilen konuyu yarım yamalak öğrenen öğrencinin ise açığı kapatmak için belki de senelerce uğraşacağı bir mücadeleye girişeceğini belirtiyor. Bu nedenle temel öğrenmelerin sağlam olması gerektiğini ve öğrencilerin bir konuyu tam anlamıyla öğrendikten sonra diğer konuya geçmelerini salık veriyor. İlkokul, ortaokul ve lisede doğru matematik bilgisi edinemeyen bir öğrencinin üniversitede Kalkülüs'ü anlamayacağını söylüyor. Bu tarz bir öğrenmeyi ise üzerinde bolca delik olan gravyer peynirine benzetiyor.

Khan; zil, not, test, ev ödevi, yaz tatili, çocukların doğum tarihlerine göre sınıf ayarlamak gibi mevcut eğitim sisteminin omurgasını oluşturan algılara da makul eleştiriler getiriyor. Örneğin, "not" konusuna şöyle bir bakışı var. Not, bir öğrencinin o konuyu tam anlamıyla öğrenip öğrenmediğini asla ölçemez. Bir öğrenci o dersten 75 alınca dersi geçiyorsa bu şu anlama gelir: Tam not 100 ise bu öğrenci %25'lik bir öğrenme eksikliği ile sınıfı geçmiştir. Doğru söze ne denir? Ya da 50 alıp, sınır puanla dersi geçen öğrenci, gerçekten o dersin gerektirdiği konulara hakim midir? Tabi ki hayır. O öğrenci, dersin en az %50'sini bilmiyordur. Bu nedenle okullarda not sistemi olmamalıdır. Öğrenciler tam öğrenme sağlayıncaya kadar o konuyu tekrar etmelidir. Dijital içerikleri öğrenene kadar izlemeli ve tam not alıncaya kadar devam etmelidirler. Böylece hepsi konuyu tam olarak öğrenecek ve yapılan sınavın tek notu olacaktır: 100. Hoş değil mi?

Bir de yaz tatili meselesi var. Khan, bu konuda mantıklı cevaplar istediğini söylüyor. Dünyanın %90'ında yaz döneminde okullar kapalı oluyor. 2-3 ay boyunca milyonlarca dolarlık okul binaları, laboratuvarlar, spor salonları vb. atıl vaziyette bekliyor. Hiç bir şey yapılmıyor. Bu sizce doğru mu diye soruyor? Bu nedenle yaz tatili diye bir şey olmamalı diye de ekliyor. Eskiden yaz dönemlerinde okullar tatil olmalıydı, çünkü kışın okula giden öğrenciler yazın köylerine dönüyor ve ırgatlık yapıyorlardı. Şu anda nüfusun büyük bir kısmı kentlerde yaşadığına göre kimsenin tatil yapmak için yaz mevsimini beklemek gibi bir zorunluluğu yok. O halde nasıl olmalı dediğinizi duyar gibiyim. Khan, tatil konusunda çok özgür. Digital eğitim içerikleri her yer ve zamanda kullanılabiliyorsa öğrenciler de istedikleri zaman tatil yapabilmeliler. Öyle sınıftan kopma, öğretmenden geride kalma gibi dertler olmadan özgürce tatil yapmalılar.

Khan'ın en sevdiğim önerisi ise "karma sınıflar" önerisi oldu. 75-100 kişilik sınıflar ve yaş grupları birbirinden farklı çocuklar. Yani bildiğiniz köy okulu. Bu tarz bir sınıf ortamının besleyici, yetiştirici ve öğretici olacağı kanaatinde. Yaşça büyük çocukların abilik/ablalık/liderlik vb. özelliklerinin gelişeceğini, küçük olanların ise büyükleri modelleyerek ideal davranışları kazanacağını belirtiyor. Bu sınıflarda 4-5 öğretmen olması gerektiğini ve gruplar halinde eğitim yapılacağını söylüyor.

Bir eksiklik tespiti ve eleştiri olarak şunu da belirtmeliyim. Khan, kitabında öğrenme sorumluluğunun öğrenciye ait olması gerektiğinin altını çiziyor (Androgoji). Fakat bunun nasıl yapılacağını pek anlat(a)mıyor. Öğrencilerde öğrenme merakı oluşturulması gerektiğinden sıklıkla söz ediyor ancak bu noktada da pek derde derman olacak fikir beyan edemiyor. Öğrenme denilen işin, yalnızca "öğrenmek için" yapılması gerektiğini harika anlatıyor ancak ne tür pratikler yapılması gerektiğini anlat(a)mıyor. Mevcut eğitim sisteminde "düzenin" meraktan üstün olmasının istendiğini ve tasnif mantığının kişisel inisiyatiften önce geldiğini eleştiriyor ama yine elle tutulur önerilerde bulunamıyor. Belki de işin eğitim kısmından çok öğretim kısmı ile ilgilendiği için böyledir. Kitapta Khan'ın öğrencilerin hazır bulunuşluluğu konusunu ıskaladığını söyleyebiliriz.  Bu eleştirilere ek olarak akademik çevrelerden de mutlaka eleştiriler gelmiş olmalıdır. Zira Khan'ın uygulama ve önerilerinin gelişim ve öğrenme literatürü açısından tartışılacak pek çok tarafı var.

Son tahlilde Khan Akademi, dünya genelinde kullanılan dijital eğitim platformlarından en çok tercih edileni olmuş durumda. Bu başarı yadsınamaz. Arkasında Bill Gates gibi isimler, Google gibi yapılar var. Muazzam bir destek gördüğü aşikar. Khan Akdemi'nin yaptığına benzer içerikleri bizim ülkemizde de senelerdir yapanlar var. Belki de Khan'dan iyi bile yapıyorlardır. Ancak "canın çıksın reklam, canın çıksın tek dişi kalmış canavar, canın çıksın lobi faaliyetleri" demekten başka çaremiz yok. Çünkü Khan Akademi içeriklerinin neden diğerlerinden daha çok tercih edildiği ile ilgili henüz görebildiğim sağlam veriler yok.

"Batı'nın iyi yönlerini almak lazım abicim" fehvasınca kitap, yeni şeyler denemekten hoşlanan eğitimcilere önerimdir.  
        

1 yorum:

  1. The King Casino - De GoGonzagagie's Conseils
    The 에그 벳 King Casino The King Casino 슬롯 추천 is a well known casino that max88 is owned and operated by 실시간배당 the de-gonzagueconseils.com Casino of Las Vegas, Nevada. It was one of the first casinos

    YanıtlaSil