24 Ocak 2016 Pazar

Cumanız Mübarek Olsun, Bu Bir Emirdir...!

Vaiz 65 yaşında olduğunu söylemişti. Göründüğü kadarıyla yaşamla ve yaşamın ona verdikleriyle ilgili bir sorunu yoktu. Hatta namaz ve cami adabı hakkında yazdığı bir kitabı bile vardı. Bu konularda çalışmış biriyim derdi kendi için. O gün, kendisini dinlemeye gelen ---aslında günlerden cumaydı ve cematten kimse o gün o hocanın vaaz vereceğini bilmiyordu. Daha kötüsü cemaatten kimsenin de pek umurunda değildi vaazı kimin vereceği--- bu kadar kalabalık bir kitle bulmuşken şöyle bir döktürüvermeliydi. Uzun zamandır açılmamış bir çekmeceden özel olarak çıkardığı vaaz ve nasihatlerini şu gafil kalabalığa anlatmalıydı.
O gün cemaate;
Camiye sağ ayakla girmenin öneminden, hatta evden çıkarken ayakkabının önce sağ tekinin giyilmesinin, elbise giyilirken de aynı şekilde önce sağ kolun sokulmasının öneminden bahsetti.
Camiye girilince en ön safta oturmanın ne kadar büyük bir sevap kaynağı olduğunu söyledi. Ama yanlış anlamalara mahal vermemek için imamın arkasında olmakla en ön safın en sağında ya da en solunda olmanın herhangi bir sevap kaybına neden olmadığını da ekledi. Arka saflarda kalanların ne günahı olduğundan ise hiç bahsetmedi. Hatta, öyle can alıcı örnekler verdi ki cemaat kıkırdamaya başladı. Devlet dese ki ön safta namaz kılana 100 lira, ikinci safta kılana 50 lira vereceğim hepiniz camiyi erkenden doldurursunuz.
Camiye imamdan önce gelmelerine rağmen en ön safa oturmayan, ve oturmak için müezzinlerin oturduğu yeri seçenlerin ne büyük kayıp içinde olduklarının da altını çizdi.
Sahabenin birinin bir gün sarımsak yediğinden ve o halde mescite geldiğinden ve peygamber efendimizin mübarek ağzından o gün, "sarımsak yiyen benim mescitime gelmesin" hadisi şerifinin döküldüğünden de bahsetti. Ha! sigaranın sarımsaktan daha kötü olduğunu da cemaatin bilmesi gerektiğini söyledi.
Bir de cemaatten özel bir ricası oldu. Sevgili cemaat, kızmaca darılmaca yok dedi. Şu sabah namazlarına pijamayla gelmeyin!
Ezan okunurken vaaza devam etmenin günah olduğundan da bahsetti. Bazı imamlar devam ediyor onlarda yanlış yapıyor dedi. Oysa ezan okunurken yapılması gereken ezana eşlik etmektir diye de ekledi. Ellerini kulaklarına doğru kaldırarak müezzin Allahü Ekber dedi mi sen de içinden Allahü Ekber demelisin dedi. Hayyalaesalah dendiğinde vela havle vela kuvvete illa billlahil aliyyül azim denir dedi.
Cemaatten bazılarının o nazenin dizlerini bükemediklerinden kilise cemaati gibi sandalyeler üzerinde namaz kıldığından nasıl rahatsız olduğunu ifade etti. Dizlerinde platin takılıysa o zaman dizlerini bükemezsin anlarım ama başka türlüyse yaptığın doğru değil bunu bilesin dedi. Yurt dışında kaldığı dönemde Almanyada bir camide sandalyeleri gören bir rahibin tehditvari cümlelerini paylaştı. Rahip, bizim kiliselerde bir zamanlar sizin camiler gibiydi ama bu sandalye çıktı mertlik bozuldu demiş.
Vaiz islam dünyasının bu kadar önemli sorunları olduğunu bilmeyen cemaate küçümseyen ancak bir o kadar da anlayış içeren bir bakışla baktı. Sağ ayağın bunca önemini bilmeyen, ezana eşlik etmenin ve ön safta namaz kılmanın sevabından bihaber bu gafil fanilere birazdan lütfedip bir de namaz kıldıracaktı. Neyse ki büyük olan oydu ve büyüklük onda kalsındı.
Namazdan sonra cemaatten aklı evvel birileri "dinlediğim en ruhsuz vaazlardan biriydi" diyerek homurdanırken, bir kısmı da camiye göre daha pis olan sokağa sol ayağıyla çıkmaya dikkat edip sevap kazanma peşindeydi. O anda kimse fark etmedi ama Suriye'nin Madaya kasabasında 7 gündür ağzına lokma koymamış çocuklardan biri daha öldü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder