25 Şubat 2016 Perşembe

Tarihe Düşülmüş İyi Niyetli Notlar

Kemal Sayar'ın son kitabından bahsedeceğim. Kitabın ismi Kayıp Arkadaş. 2016 Şubat basımı. Yani çok taze bir kitap. Kitabın kapağında bu kayıp arkadaşın düşmanımız olduğu söyleniyor. İçeride ise neden düşmanımızla arkadaş olmamız gerektiği uzun uzun anlatılıyor. Hem de çok zarif ve insani bir duyarlılıkla...Kitap, yazarın daha önce farklı yerlerde yayınlanmış yazılarından derlenmiş. Yazarı takip edenler kitaptaki bir yazıyı evvelce okudukları hissine kapılabilir. Önceden okumuş olma hissinin ise temelde bir mahsuru yok, zira yazılar tekrar tekrar okunmayı fazlasıyla hak ediyor. 

Kitap çok belli olmayan bir çizgiyle iki bölüme ayrılmış. Birinci bölümde daha güncel ve dünyaya ait sorunlardan bahsedilirken. İkinci bölümde ise bu tuhaf gezegende yaşayan insanın hüzün veren yalnızlığından ve zorla biçimlendirilen algısından bahsediliyor.

'Dünya, dayanılmaz bir yer.' Kitabı okurken hissettiğim en net duygu bu. Terör mağduru insanlar, metropollerin kalbinde patlayan bombalar, kıyıya vuran çocuk cesetleri, her yerde ve her daim ölenler/öldürülenler ve katiller...Yazıları okudukça yumruklarınızı sıkmaya başlıyorsunuz. Kaşlarınızı çatmaya ve huzursuzlanmaya...Derken kendinizi Kabil'e küfrederken buluyorsunuz. Bütün kötülerin ve kötülüklerin sebebi Kabil. Kitaba göre Habil, onun kayıp arkadaşı. Çünkü hepimiz bir diğerinin Kabil'iyiz. Habil olmadan Kabil'in, Kabil olmadan da Habil'in anlamı yok. Siyahla beyaz gibi, geceyle gündüz ve yaşamla ölüm gibi...Dünya zıtlıklarla kaim. Birileri öldürecek, birileri de ölecek. Dünyanın alın yazısında bu sapmaz hakikat var. 

Yazar, gözyaşıyla yıkanan bu gezegene biraz daha empati, biraz daha merhamet ve sevgi öneriyor. Bizlere ise; Öteki dediğimiz adama, yani düşman bellediğimize "otursana biraz konuşalım." dememizi öneriyor. Acısına ortak olmamızı, yanına oturmamızı ve yaşananları vicdan denilen turnusol kağıdı ile  ölçüp biçmemizi öneriyor. El hak bunlar iyi niyetli cümleler. Ancak bundan ötesi maalesef olmayacak. Kabil öldürmeye, Habil de ölmeye devam edecek. Bakara Suresi'nin 86. ayetinde ahireti karşılığında dünyayı satın alan adamlardan bahsediliyor. Bu adam tipi ebed müddet varlığını sürdürecek ve iyiler ölmeye devam edecek. 

Daha çok isteyen, daha çok tüketen, daha çok sahip olan, daha fazlasını arzulayan, ölmeden önce yapması gereken 100 şeyi sektirmeden yapan, daha sağlıklı olmak için fakir sofralarına uğramayan organik ürünlerle beslenen, daha uzun yaşamak için modern kürler uygulayan, genç kalmak için insanlığını portmantoya asıp kozmetik sektörünün nesnesi haline gelen, geleceği bir toplama çıkartma hesabına sıkıştıran, zamanı mekanik bir aksamın içine hapseden, daha çok görünmek ve daha çok göstermek isteyen, daha çok silah satmak için daha çok savaş çıkaran, daha çok öldüren ve son tahlilde dünyayı elde etmek için ahireti satan adam tipi hep olacak. Yazar, insan insanın yurdudur diyerek okuru ümitli olmaya davet ediyor. İnsanın doğası gereği "iyi" olduğunu ve ondan ümit kesmemek gerektiğini hatırlatıyor. Yazara katılmayı çok istiyorum ancak beceremiyorum. 

Kitapta en sevdiğim yazı, "Güzel Ölme Sanatı" başlıklı yazı oldu. Bizim irfanımızda ölümün yaşamın bir parçası olduğu vurgulanırken, seküler algıda ölümün bir 'anma' törenine dönüşmesi harika anlatılıyor. Yaşamın kutsanması ve ölünün 'tıbbi atık' mesabesine ini vermesi...

En sevdiğim bakış açısı ise 'Unutmak' ve 'Nostalji' konularına psikiyatri gözlükleri ile bakıldığı bölümler oldu. Yazarın "yaşam tarzı pornografisi" dediği sosyal ağlarla ilgili tespitler ise son dönemdeki ifadesi ile tam 'okumalık'.

Son tahlilde Kayıp Arkadaş kitabı tarihe düşülmüş ve kesinlikle iyi niyetli notlardan oluşan bir kitaptır. Aynı zamanda hararetle yapılan bir okuma önerisidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder